20 Nisan 2017 Perşembe

Ahlak toplumsal yargılarla temellenebilir mi?



Bildiğiniz gibi Britanyada arabaların direksiyonları sağdayken ülkemizde ve diğer birçok ülkede soldadır. Herhalde hiçbirimiz “neden onların direksiyonu sağda diyerek” Britanya halkını kınamıyoruzdur. Bundan yaklaşık 70 sene önce Almanyada Yahudilerin yakılmasınaysa hala tepki gösteriyoruz değil mi? Herhalde hiç kimse ”o gün Almanlarda böyleymiş, kültürel farklılık” demiyordur bu duruma. Peki Britanya’da direksiyonun sağda olmasıyla Almanyada Yahudilerin yakılması arasındaki farkın kaynağı nedir? Ahlak yasalarının olduğuna inanırız herhalde herkese göre 3 yaşındaki bir çocuğun kafasını kesmek yanlış bir şeydir, bu olayın Marsta geçmesi ya da başka sebepler bunun kötü bir şey olduğunu değiştirmez. Dolayısıyla ahlak toplum kuralları ya da toplumun çıkarlarını gözetmek olamaz. Hala ikna olmamışsanız şöyle bir örnek vereyim. Düşününki dünyada siz hariç bütün insanlar 3 yaşındaki çocukların öldürülmesinin iyi bir şey olması konusunda uzlaştı. Siz toplumun kuralına isteyerek uyar ve “artık böyle” mi derdiniz yoksa bunu aptalca ve kötü bir eylem olarak mı görürdünüz? Anladığımız gibi toplum çoğunluk ve zamanın şartları gibi kavramlar ahlaktan uzaktır. Peki bu ahlakın ve yasalarının kökeni nedir? Bazı yerlerde fazla yağmur yağdığından dolayı birçok bitki ölmektedir bildiğiniz gibi. Peki biz yağmuru suçlar mıyız neden bitkileri öldürdün diye. Hatta doğadaki yaşamı göz önüne alırsak, bir sırtlanın aslanın avını çalmasını doğal bir eylem olarak mı yoksa yanlış bir eylem olarak mı düşünürüz? Peki insanı ayıran nedir çünkü yukarıdaki davranışı insan yapınca yaptığını kötü olarak nitelendiririz. Herkes hem fikirdir ki farklı olarak insan irade sahibi ve ahlakın bilgisine sahip bir varlıktır. Peki bu bilginin kaynağı neresidir. Bir az önce gördüğümüz gibi doğa ahlakın bilgisini içermez. Dolayısıyla bu bilgi doğa üstüdür. Şimdi bunun neleri çözdüğüne bakalım. İnsanın ahlakın bilgisine sahip olmasını açıklayacak muhtemel teorilerden natüralist ateizm yukarıda geçen ahlakın hiçbir yönünü savunamaz. Ancak Teizm bunun en iyi cevabını verir. Mutlak güç sahibi bir varlık insana irade ve ahlaklılık vermeye kadirdir. Ayrıca ahlakı yaymak iyi bir şey olduğundan Tanrının da ahlaklı olması sonucu çıkar ki bu teizm için bilinen bir şeydir. Kuranda da diğer kutsal kitaplarda da ALLAH’ın iyiliğinden bahsedilir. Bununla birlikte ahlaklılık evrenselleşme amacı da taşır. Ahlakın temel amacı en üstün iyiyi sağlamaktır. Bu en üstün iyilikse dünyada yoktur. Dolayısıyla en üstün iyinin gerçekleşmesi de ahiretin varlığıyla mümkündür. İyi olan Tanrı da bunu yaratmaya elbette kadirdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder